Soğan, ekimi 3.200 yıl öncesine dayanan ispatlar bulunan eski bir besindir. Hipokrat, yüzyıllar evvel potasyum ve düşük sodyum istikametinden varlıklı olması nedeniyle idrar söktürücü olarak, kükürt bileşenlerinin antiseptik ve mukolitik özellikleri ile birlikte quercetinin iltihap önleyici tesiri nedeniyle yaraları uygunlaştırmak ve teneffüs yolu hastalıklarını tedavi etmek için soğan önermiştir.

Kışlık ve yazlık olmak üzere iki çeşidi vardır. Kış çeşitleri sarı, yaz çeşitleri ise beyaz ve mor olarak öne çıkmaktadır.

Soğan ilgili öne çıkan beslenme taraflarından biri, düşük kalorili olmasıdır. 100 gram soğan yalnızca 30 kaloridir. Soğanlar potasyum, magnezyum, kükürt, bakır, kalsiyum ve A, B, C ve E vitaminlerini içerir. İçerdiği kininler ve flavonoidler sayesinde sindirim geçişinin daha iyi çalışmasını sağlayan ve kandaki şeker düzeyinin düşmesine yardımcı olan bol ölçüde su ve lif içerir. Bu tarafıyla şeker hastalarına çok yardımcı olabilecek bir besindir.

SOĞANIN SIHHAT FAYDALARI

Yapılan araştırmalar, soğanın, suyunun yahut soğandan türetilen ekstraktların antioksidan, antimikrobiyal, iltihap önleyici ve bağışıklık güçlendirici özellikler üzere sıhhat üzerinde birçok tesire sahip olduğunu göstermektedir. Benzeri formda, çeşitli araştırmalar obezite, diyabet, kanser, kardiyovasküler ve nörodejeneratif hastalıklar, kolit, böbrek hastalığı, kısırlık ve teneffüs bozuklukları üzere kimi hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde faydalılığını araştırmıştır. Bu çalışmaların sonuçları umut vericidir fakat kesin bir fayda kelam konusu değildir, zira bu yararları doğrulamak için beşerler üzerinde yapılmış klinik deneyler gereklidir.

Her durumda beslenme uzmanları, soğanın sağlıklı bir diyet içindeki olumlu tesirlerini övmektedirler. Klâsik olarak soğan, sağlıklı diyetlerde ve bilhassa Akdeniz diyetinde neredeyse temel bir öge olarak her vakit mevcut olmuştur.

NASIL HAZIRLANIR?

Hazırlık hali, soğandaki biyoyararlanımı ve biyoaktif bileşiklerin içeriğini değiştirebilir, hatta kullanılan pişirme yoluna nazaran soğanın içeriği farklılık gösterir. Örneğin,bazı kükürt bileşiklerinin içeriği kaynama sırasında azalır, lakin kızartma ve buharda pişirme yahut mikrodalgada pişirme sırasında artar.

Soğanların çok taraflılığı, hariak özelliklerinden bir başkasıdır. Örneğin, salata için çiğ soğan bize ferahlatıcı, ağır ve gevrek bir tat verecek, domates ve biraz yağ ile birlikte kusursuz bir öğün olacaktır. Soğan sirkesiz suda ve tuzda salamura edilirse, bize sağlıklı bir atıştırmalık olmanın yanı sıra sindirim sistemimizi ve ayrıyeten bağışıklık sistemimizi geliştirmemize yardımcı olacak doğal bir prebiyotik sağlayacaktır. Soğanlar basitçe pişirilebilir ve yüzlerce tanımda kullanılabilir.

İrritabl bağırsak sendromu üzere muhakkak hastalıkların belirtilerini şiddetlendirebilen yüksek Fruktan bileşik içeriği nedeniyle dikkatli bir formda yenilmelidir. Olağan ki soğan alerjisi olanlar soğan tüketmemelidir lakin soğan alerjisi yaygın besin alerjilerinden biri değildir.

AĞLAMAYI ÖNLEMEK İÇİN PÜF NOKTALARI

Soğanı keserken ağır bir göz kaşıntısıyla karşılaşmamak için gerekli olan bir tanımda soğandan vazgeçmeyen var mı? Bizi ağlatan şey, onu kestiğimizde açığa çıkan kimyasallardır ve buna temel olarak kükürt bileşikleri neden olur.

Soğanı kestiğimizde kükürt gazı buharlaşarak gözümüze ulaşır ve burada gözyaşı suyuyla birleşince sülfürik asit oluşturur. Sülfürik asit çok tahriş edici olduğundan, ani tepki esirgeyici bir tedbir olarak tam olarak daha fazla gözyaşı üretilmesidir. Rastgele bir sıhhat riski oluşturmayan bedenin doğal bir yansısıdır, fakat çok can sıkıcıdır.

Soğanın doğrandığında oluşturduğu kaşıntıyı azaltmak için farklı püf noktaları vardır. Herkesin tercihleri ​​​​vardır ve muhtemelen aşçıların bağışık görünmesinin nedeni, kesme işini o kadar süratli ve verimli bir biçimde gerçekleştirirler ki, gözyaşlarına neden olan kimyasal tepkiye neredeyse hiç vakit ayırmazlar.

İşte soğan keserken gözyaşlarını önlemek için ipuçları:

– Soğanı doğrarken suya batırın. Bu halde gazlar seyreltilir ve güçlerinin en azından bir kısmı kaybolur.

– Kesmeden evvel soğutun yahut hatta dondurun. Bu, uçucu kükürt bileşiklerinin oluşum sürecini yavaşlatır.

– Hami gözlük takın.

– İyi havalandırılmış bir yerde, pencere açıkken yahut üzerine davlumbaz varken soğanı kesmeyi deneyin.

– Tahrişe ve gözyaşlarına neden olan daha fazla unsurun açığa çıkmasına neden olan dişleri olan bıçaklardan kaçının.

– Soğanı olabildiğince çabuk ve ince, keskin bir bıçakla kesin.

Ensonhaber